23 Kasım 2013 Cumartesi

friendship...

Özellikle yeni bir okulda herkesin sorunu ortaktır.
Acaba arkadaş edinebilecek miyim? 
Daha sonra belirli biriyle yada birileriyle yakınlaşmaya başlarız arkadaş oluruz.
Aradan bir süre geçince birçok ortak yönümüz olduğunu görürüz,artık birbirimizden kopamaz hale geliriz.
Kimseyle paylaşamadığımız sırlarımızı birbirimizle paylaşırız,gözlerimizle anlaşırız (bunu çok yapıyoruz). 

Artık aramızdaki bu bağı karşılamak için arkadaş kelimesi yetmez. 
Daha güçlü daha içten bir isim gerekir bu da dostluktur..
Kalbimizde dostluk adında bir mucizenin olduğunu düşünüyorum.
Nasıl olduğunu bilmem ama onu tüm gücümle hissediyorum.

ve bu bize Tanrının en büyük armağanı...



4 Eylül 2013 Çarşamba

iyi ki büyüyoruz,değişiyoruz..

Bir iki gün önce yaşadığımız bir olay ve ardından ulaştığımız sonuçtan bahsetmek istiyorum. 
Bilgisayarda dolanırken,birden Göksen'in eskiden bana attığı kayıtları gördüm. 
O kadar uzun zaman olmuş ki... 
Merakla açtım ve dinlemeye/izlemeye başladım. İzledikçe gülme krizlerine giriyorum tabii. Hemen Göksen'e attım dosyaları.

Ve onun mesajı şöyleydi:

"Birkaç dakika önce dinledim ve dakikalardır inanılmaz sularda dalmış düşünüyorum. Yakınımızdaki insanların değişmesinden yakınırken, göz ardı edilemez bir hızda bizler de değişiyoruz. Ne kadar tuhaf! Daha bir kaç ay önce yaşanmış bir anımızı dahi gülerek,utanarak hatırlıyoruz.. O zamanlar normal gelen şeylere şimdi bambaşka bir gözle berbat bir şeymiş gibi bakıyoruz. Bazen, o günleri yaşamamış olmayı bile diliyorum. Her geriye dönüp baktığımda, içimden "bu ben miyim? onları yaparken içimde başka biri olmalı!" diye geçirmeden edemedim. 
Şu anki benle o zamanlar ki ben arasında inanılmaz derecede yüksek bir dağ var. Gerçekten. Yıllar önce yaptığım bir ses kaydını dinlediğimde,bir bestemi dinlediğimde ya da herhangi bir yazımı okuduğumda o an hepsini imha etmek geliyor içimden. Anıları anımsamanın güzelliği bir anda yok oluyor.. Yaşadığım değişimi hayretler içerisinde izliyorum,ve tuhaf hissettiriyor. Ve son olarak, o kayıtları hemen yok ediyorsun küçük fare!"

:)

Aslında öyle bir bahsetmişiz ki.. Hayır, ses kayıtları,videolar o kadar berbat değildi. Ama farklıydı. Şuan ki bizlerin yapamayacağı tarzda şeyler... Tuhaf şarkı sözleri gibi :)

Komik bir anı olması açısından iyi aslında ama o anlarla yüz yüze kaldığımızda feci şekilde utanıyoruz! Test ettik onayladık!

ve anladık ki, bizler iyiki büyüyoruz..iyiki değişiyoruz..








23 Temmuz 2013 Salı

never stop dreaming..

belki sana gülecekler, senin inandığın gibi inanmayacaklar hayaline..
ama sen sakın vazgeçme..
bazen kendi zihnin bile çelme takacak sana..sen yüreğinden gayrısına kulak verme.
çünkü zihnini diğerleri besler, ama yüreğini bir tek sen..


FOLLOW YOUR DREAMS..

13 Temmuz 2013 Cumartesi

hatıralar unutulmaz,unutmayın...

Geçenlerde başıma gelen bir şeyden bahsetmek istiyorum bu yazıda.
4 yıllık bir arkadaşımın hayatımdan ‘tamamen’ çıkışını gördüm. 
Aslında biliyorum ki, 4 yıldır aynı değiliz. 
Hatta biz bu arkadaşlığa 2 yıl diyelim. Mm...1 yıl?  
Gerçekten doğru düzgün kaç yıl geçirdik arkadaş olarak, dost olarak... 

Yavaş yavaş biten bir arkadaşlık... Ve geçen tamamen bitti. Üstelik bunu tesadüfen fark ettim. Sanırım bu daha acı…

İlginç gelen nokta şu ki, o arkadaşla bir beş yıl daha konuşmasam yokluğunu hissetmem. Böyle biri gidince, tamamen hayatımdan yok olduğunu görünce üzülüyorum.
Peki, bunun sebebi nedir?
Gerçekten nedir?

Uzaklardan, geçmişinden kalan bir anın gidiyor çünkü. 
Belki de canını asıl acıtan bu?
Bence bu. 
Yoksa insanın sevmediği biri (ya da olmasa da olur dediğimiz biri-o kadar gaddar olmayalım) gidince hayatından neden bu kadar kırılsın ki?

Biterse bitsin demez mi? Belki de bir tek ben diyemiyorumdur…

Hatıralar unutulmaz. Unutmayın.

Geçmişi her insan özler. Çünkü bir şeyler vardır ve siz bazen orada kalmak istersiniz. Bazen olur bu. Ama düşününce… Bana “haydi seni geçmişe götürelim,tekrar yaşa!” deseler cevabım o kadar net olurdu ki.
Hayır.
Sebebini bilemiyorum. Ama hayır. 
Hatıralarımı, güzel anılarımı özlüyorum ama geçmişine değil geleceğine,hayallerine bağlı bir insanım ben. Belki de bu yüzden hayır.


Bugün sizi üzen o şey, birkaç yıl sonra komik bir anı olarak geliyor. 
Gülüp geçiyorsunuz. Hayatınızdaki kötü olaylara böyle bakmak gerekiyor sanırım. 
Geçer, diyerek devam etmek gerekiyor.

O zaman bizde “life goes on” der keyfimize bakarız. :)

Geçmişinize bağlı kalmayın, geleceğinizi düşünün, hayal kurun ve daima gülümseyin!

Herkese mutlu günler.





6 Temmuz 2013 Cumartesi

Uzun hikaye diye bir şey yok..

Bir yazı okursunuz,bir film izlersiniz,bir şarkı dinlersiniz...Sonra aklınıza bir cümle takılır okuduğunuz veya duyduğunuz.Sizin için söylenmiş gibi hissedersiniz.Durumu o cümleden başka hiçbir cümle güzel ifade edemez gibi gelir size.

Bir kitap okudum.Ve aklımda kalan tek cümle buydu.

"Uzun hikaye diye bir şey yok... Bir anlatmak istediğimiz hikayeler var..Birde anlatmak istemediklerimiz.."




25 Haziran 2013 Salı

Ne hissedeceğini seçemezsin. Ne düşüneceğini seçemezsin.

Ne hissedeceğini seçemezsin.Ne düşüneceğini seçemezsin.
Hiç denedin mi? "Onu düşünmeyeceğim" dediğinde yapabildin mi? 
Geldi mi aklına başka bir şey,başka kimse? 
"Her şey bambaşka olabilirdi." demeden durabildin mi? Ben duramadım.

Peki hislerini değiştirmeyi denedin mi? 
Sevgini ortadan kaldırmayı, sevgiden vazgeçmeyi?

Peki sevginin yerine başka bir şey koymayı,nefreti mesela? 
"Ondan nefret ediyorum." dedin ama gerçekten nefret edebildin mi? 
Ben edemedim.
Gözlerini kapadığında iyi hissetmedin. Değil mi? 
Bir şeyleri yok saymak,gözardı etmek işe yaramadı. 
Üstünü örttüklerin çok çirkin geldi gözüne.

Sen ne kadar kilitlediysen onları bir odaya, onlar o kadar vurdu kapıya.
Kulaklarını tıkadın,çığlıkları daha da yükseldi. 

Engel olamadın işte değil mi? Bende engel olamadım. 

Zaten yapabilseydim, her şey bambaşka olabilirdi.




28 Mayıs 2013 Salı

aslında zorla kötü yapıyorlar insanı

"Gayet iyiyken iyi değilim.Aslında zorla kötü yapıyorlar insanı.Bir sorunum yok,her şey yolunda sayılır ama gülmüyorum diye "senin neyin var?" sorularıyla karşılaşıyorum. "bir şeyim yok.." yanıtıyla tatmin olmak istemeyen bir grup arkadaşım var."

Bu aralar böyle..

18 Mayıs 2013 Cumartesi

hadi bu anı durduralım

Hani bir şeyi söylersin,hep söylersin. Sonra bir gün gelir o sözün anlamını dibine kadar anlayıverirsiniz.Ve şaşarsın kendine,ben bunu söyleyip duruyordum ama gerçek anlamını şimdi kavrayabildim diye.
İşte şuan tamda böyleyim.
Hayat ilginç diyoruz ya hep..
Her yerde söylüyoruz falan..
Gerçekten öyle.
Beni her gün şaşırtacak kadar ilginç.

Düşünüyorum mesela,bundan 6-7 yıl önce şuan yaşadığım şey olsaydı,sevinçten uçardım belki. Ne belkisi,tamamen öyle olurdu. Hatta günlerce,haftalarca mutlu olurdum buna..

Şimdi mi? Şimdi sadece, yaşadım.Mutlu oldum,çok mutlu oldum,gülümsedim. Ve bitti. Tek söylediğim,''keşke anı durdurabilsem'' oldu.
O kadar.

O yüzden diyorum ya, kim bilir bugün kendimi olması için öldürdüğüm şeyler 5-6 yıl sonra ne kadar anlamsız (yada anlamsız demeyelim de yetersiz diyelim) yetersiz,gelecek. Şimdi olduğu gibi.

Düşündükçe tuhaf geliyor çünkü,düşündükçe daha çok karışıyor kafam.

Hayatta bir şey nasıl bu kadar hızlı değişebilir,nasıl olabilir?

Eskiden seni mutlu eden şeyler gün geliyor,en iplemediğin olay oluyor yani.

Öyle..




DEMEYİN

Hayatımın %95'i okulda geçiyor.Her güne 2 yazılı düşüyor.Evde geçen %5'lik zamanda bu yazılıları yetiştiriyorum.Ve bana gelip ''bu yaşa bir daha gelmeyeceksiniz tadını çıkarmaya bak:):)):))" diyorsunuz. DEMEYİN.








12 Mayıs 2013 Pazar

''Merhaba ben Bridgit Mendler. Bende Disney Channel'dayım.''

Selam millet!
Bridgit, Türkiye'de çok tanınan bir ünlü değil. O yüzden,sizin az da olsa Bridgit'i tanımanızı istiyorum. Kimbilir, belki bu yazıdan sonra bir Mendie daha eklenir listeye :)
Bende, bu yazıyı yazmadan önce bildiğim bilgilerin doğru olması için araştırdım. Ve bayağı şey öğrendim...:)

Öncelikle,Bridgit (tam adıyla Bridgit Claire Mendler) 18 Aralık 1992'de Washington'da doğdu. 8 yaşına kadar orada yaşadı.


Ailesiyle birlikte San Francisko,California'ya taşındıktan sonra oyunculukla tanışma şansı elde etti.13 yaşında,bir oyunculuk şirketiyle görüştü ve ilk işini yapmış oldu. Evet, bu iş ''General Hospital'' :)



Ama en iyi bilinen rolü, Good Luck Charlie'deki Teddy Duncan rolüdür. :)





En iyi bilinen filmide, Lemonade Mouth'daki Olivia rolüdür. :)





Bunun dışında, oyunculuk hayatında, Waverly Büyücüleri,Jonas gibi disney dizilerinde konuk oyuncu olarak oynamıştır.

(Ayrıca, Demi Lovato'nun canlandırdığı Sonny rolünede başvurmuştur. Ama Demi seçilmiştir.)





Müzik hayatı ise,2012 için Hollywood Kayıtları şirketi ile anlaşmasıyla başlamıştır.
Yeni albümünün adı, ilk albümü olduğundan dolayı ''Hello My Name Is''dir.


Ve ilk klibini 10 Ağustos 2012'de 'Ready or Not'' adlı şarkıya çekmiştir.(klibi burdan izleyebilirsiniz)
İkinci klibi 12 Nisan 2013'de ''Hurricane'' adlı şarkıya çekmiştir. (klip için tık)



Bunun dışında bilinmeyen minik detaylar:

*Yoldan yürürken, onu tanıyan kişilerin ''her dimples'' diye fısıldaması hoşuna gidiyormuş :) 

*Boyu;1.68 
 Kilosu;56'dır. 

 (kilo vermek istiyormuş ama her defasında diyetten vazgeçiyormuş.Biz seni böylede seviyoruz Bridgit!)

*Bridge takma ismidir.

*GLC 4. sezonu Amerika'da yayınlanmaktadır,ama malesef henüz Türkiye'de gösterime girmemiştir.
Buda, 4. sezondan bir resim..Aramıza hoşgeldin Toby:)



Sormak istediğiniz soruları,öğrenmek istediğiniz bilgileri yorum olarak belirtirseniz,yazıyı güncelleyip yazabilirim,sevgili Mendie'ler:)
Umarım,hoşunuza gitmiştir. :)


25 Şubat 2013 Pazartesi

İz

Her şey değişir.Her şey.Herkes.Daha önceleri belki kendinden daha çok sevdiğin o insanlar artık tek kelimeyle yok olmuştur hayatında...

Ama bazıları yok olurken bazı izler bırakır bizde.Ve o izleri kolay kolay silemezsiniz..

Ve özlersiniz..
Sizde iz bırakan her şeyi özlersiniz..


gerçek sevgiyi bulduğun anda..

Gerçek sevgiyi bulduğun anda
Öleceğini de bilsen..
Sakın bırakma..
Bırakırsan,
zaten ölürsün..



21 Şubat 2013 Perşembe

saçma şeyleri seviyorum

Anlaşılmaya çalışmaktan bıktım.Saçmalamak istiyorum.Saçma şeyleri seviyorum.Kendimi çok saçma buluyorum.Nefret ettiğim bir şehirde yaşıyorum.Başka insanların yanında susuyorum ne kadar saçma biri olduğumu anlamasınlar diye..
Anlamsız kelimeler yazmak istiyorum. Yada birbirinden alakasız cümleleri bir araya getirmek istiyorum:Küçükken en sevdiğim şey patates kızartmasıydı hiç büyümediğim için halen en sevdiğim şey patates kızartması. Zürafaların ses telleri yoktur. Hayvan belgeselleri izlerken çok şey öğreniyorsun. İşte.. alakasız şeyler yazmayı seviyorum.Bir konuşmanın içinde alakasız bir şey söylediğimde bu kız neyin kafasını yaşıyor bakışlarına o kadar alıştım ki. Artık sırf bu bakışlar için alakasız cümleler kurar oldum.

Ben yanlış zamanda doğmuşum,yanlış yerde doğmuşum.Benim hayatım bu olmamalıydı,burada olmamalıydım.Büyük bir yanlışlık var..


#NP:Yalnızlığım

Yeni tanıştık belki de,ama kim bilir belki de hep vardın..
Eşlik ediyordun sessiz ve sinsice, belki de..
Şimdi şimdi anlıyorum, kurnazca ayırdın beni belki de..
Lime lime savurdun sevdiklerimi  belki de..
Yalnızlığım..
Yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin..
Yalnızlığım..
Kanımsın,canımsın,sen benim çaresizliğimsin..

Yalnızlığım..
Bugünüm,yarınım,sen benim hüzünlerimsin..
Yalnızlığım..
Tek bilebildiğim sen benim vazgeçilmezimsin..
Senin olmamı istedin,ama belki de bir aşık gibi..
İnatla bunca zaman kendine sakladın..belki de..
Bir tohum gibi serpil,filizlendin ben oldun belki de..
Yatağımı bile paylaşabilmek için,benimle..

Toksin damlası hücrelerimde dostluk kuran her içki..
Hatır sormaz,sadece zarar verir yaşama..sen gibi..
Bavul toplayan ellerinde,yırtılır tabusu olmayan kalbim..
Eğer bir kapıysa,bugün kilitlidir dudaklarım..
Kalbim boş sefer yapar..
Bir mektup bırakır ardından..
Yalnızlık yakın dostum...
Biraz depresif ve melankolik
Kim okur ki, kim bilir?
Yalnızlık bana özel..
Elbet birgün beni de terk eder...


now playing..


6 Şubat 2013 Çarşamba

Gülsemin..


Bugün 6 Şubat 2013..
Gülsemin'in gidişinden sonra bir yıl geçmiş aradan..
Dile kolay bir yıl..
Daha dün gibi hatırlıyorum oysa..

Her şeyi..
Öğrendiğimde içimde oluşan o duyguyu.
'Ölüm' gerçeğini..
Ölümün yaşa bakmadığını..
Her şeyi..


Bana sorulan ''GHFC'nin başına gelen en kötü şey nedir?'' sorusuna bir yıldır onun adını veriyorum..

Gülsemin..

iyiki tanıdık seni, gerçek bir melek oluşunu izlemek gerçekten çok zor..
ama güçlü olmamız gerek..oda olsa böyle isterdi..

Mekanın cennet olsun Gülsemin..mekanın cennet olsun..


Birde..bize kalan bir şey var..bir video..kızların turnesinden görüntülenen..her izlediğimde,onun gözyaşlarını her gördüğümde içimin parçalandığı o video..
nasıl denir ki..seni hiç unutmadık biz Gülsemin..

25 Ocak 2013 Cuma

Mutlu olmak..

Mutlu olmak için bir şeyler yapmıyoruz,bence çabalamalıyız her şekilde.Bizi mutlu eden,gülümseten,hayaller kurduran şeylere,kişilere sıkı sıkı tutunmak,sahip olmak için..O zaman hayat gerçekten çok anlamlı,çok güzel ve mutluluk dolu gibi geliyor her birimize.Yeter ki nasıl mutlu olacağımızı fark edelim...


Tatil Dediğin Şey


Sözde yarı yıl tatilindeyim ama aklımdan geçen tek cümle "tatil bitsin,okullar tekrar açılsın ve biran önce yaz tatili gelsin" oluyor.Sanki tatilde gibi değilim. Ruhen ve bedenen yorgun düştüm iki hafta içerisinde.

Evde istediğim saatte uyanmak,hiç izlemediğim filmleri izlemek ve ara verdiğim kitaplara kaldığım yerden devam etmek istiyorum.Kendimi dinlemek istiyorum... Akşamları odamda oturmak ve sıcacık çayımı içmek istiyorum.. Masama oturup kendi kendime derslerle ilgili notlar almak istiyorum. 

Yalnız kalmak ve huzur bulmak istiyorum. Bu tatil bitsin yeni tatilim başlasın istiyorum. O tatil bitince okul başlayabilir tabi :) Tatil dediğin şey benim için bu kadar basit işte.

Sana göre tatil dediğin şey nedir peki?


5 Ocak 2013 Cumartesi

sarmaş dolaş

Ve bugünü GERİ DÖNÜŞ ilan ediyoruz, GHFC olarak :)

Kızların şarkısını dinlerken hissetiğim duygunun tarifi yok..
Çok çok özlemişim..

Buyrun burdan dinleyin, SARMAŞ DOLAŞ'ımızı :)

Dinleyin ve yorumlarınızı iletin..bakalım siz nasıl buldunuz?