30 Aralık 2012 Pazar

'Türkiye'de bir genç..'


''Diploma dedikleri bir kağıt parçası için tüm gençliğimizi vermemizi istiyorlar.Her sabah uyandığımız uykumuzdan,anlamadığımız derslerden ve ileride ihtiyacımız olmayacağı konuları öğrenme zorunluluğumuzdan güç alıyormuşsunuz gibi bir haliniz ve bizimde sanki baştan yanlış kurulmuş bu sisteme hayata yorgun gözlerle bakmaya mahkum edilmişiz gibi bir halimiz var.Biz geleceğin mühendisleri, avukatları,doktorları,öğretmenleri,mimarları.Hiç birimize mesleğimizde f(x)  sorulmayacak,hiçbirimize kanın yapısındaki mineraller,polinomlar,hiçbir aracın ivmesi,verilen gazelin zihniyeti,karşıdaki açının trigonometrik denklemleri sorulmayacak.Denkleştirmemiz gereken tepkimelerde olmayacak, eksenin eğik olmasının sonuçları da istenmeyecek. 20 sene sonra dönüp de baktığımızda hiçbirini hatırlayamayacağımız onca şey için bu kadar eziyet çeken, sabahlara kadar çalışıp anlamadığımızda kendimizi salak gibi hissederken ve sırf bize verilen zeka bunları anlamaya uygun olmadığı için karnemızdeki kötü notlarla küçük düşürülürken kimse bize iyi bir insan olmanın önemini,yaşamanın ne kadar güzel olduğunu öğretmiyor.Belki öncelikleriniz daha şerefli olsaydı bu kadar çok ölümün,savaşın,kanın,vahşetin olduğu bir dünyada yaşamazdık.Bazı değerlerinizden vazgeçeli o kadar uzun zaman olmuş ki maddiyatın ötesine geçen hiçbir şeyi göremiyor idrak edemiyorsunuz.Ve bizleri de kendiniz gibi mutsuz robotlar yapmak istiyorsunuz. Mesleğim de, kazanacağım para da bana bu yaşımı geri getirmeyecek.Bir daha genç olamayacağım.Ve ilerde dönüp geçmişe baktığımda mutsuz ama takdir belgeleriyle,yüksek notlarla dolu olmaktan çok dolu dolu yaşanmış,gülümseyerek hatırlayacağım ayrıntılarla,güzel anılarla dolu bir geçmişim olsun istiyorum. Çok şey mi istiyorum? Türkiye'de bir gencin isteyemeyeceği kadar çok. Bazen düşünüyorum, sınavlarda alacağımız puanla,net sayımızla değerlendirilmeyi hakkedecek ne yaptık? ''

21 Aralık 2012 Cuma

Bir kapı kapanırken bir başkası açılır..

Bir olaya bakıp,karar vermekte acele etmeyin..

Hayatın küçük bir parçasına bakarak bütünü hakkında sonuca varmayın.
Karar aklın durmasıdır.Bir kere karar verdiniz mi akıl düşünmeyi,dolayısıyla gelişmeyi engeller.

Oysa hayatın akışı hiç durmaz.
Bir yol biterken bir yenisi başlar. Bir kapı kapanırken bir başkası açılır. 
Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta durduğunu görürsünüz.


-Lao Tzu

14 Aralık 2012 Cuma

En son yürekler ölür..


Ne güzel kitapsın sen...
Evet,kesinlikle bu kitapla ilgili yazıya böyle başlanması gerekir.
'Ne güzel kitapsın!'

Daha önce Canan Tan'ın kitaplarını okumadığımdan mıdır başka bir şeyden midir bilmiyorum,ama gerçekten beni bayağı etkiledi.



Deniz..Nehir..Aşk..Trafik Kazası..Ölüm..Organ Bağışı..


Ve beni en çok etkileyen kısımı yazıyorum sizlere,eminim hoşunuza gidecek..

Nehir'in ağzından...

'Deniz! Neler düşünmüş,neler ummuştuk seninle.Yeminler etmiştik.El ele,yürek yüreğe,sonsuza dek,diye...
Benliklerimize kilitlemiştik birbirimizi.Birbirimizin içinde erimiştik. Asla çözülmeyecektik.Çözülmesi mümkün olmayan bir bütün oluşturmuştuk çünkü.

Hesapta yoktu böyle bir ayrılık.Neden Deniz? Neden!
..

Madem gittin,madem yoksun bundan sonrasında,beni de yanında götürseydin ya.Şu anda sana koşabilmek için neler vermezdim..

Onca umut,onca beklenti.. Uğursuz bir karanlığın derinliklerine gömülüverdi.

Minicik kum tanelerini üst üste koyarak, duvarları sabırla,sevgiyle,coşkuyla örülmüş muhteşem billur köşkün bir anda yerle bir oluvermesi gibi.

Deniz..seninle beraber o duvarların altında kaldım bende. Elimi kolumu oynatacak gücüm yok.Soluk alamıyorum sensiz.Almak da istemiyorum zaten..

Bütün bunlar yetmezmiş gibi acımasız tekliflerle çıkıyorlar karşıma.
Her hücresine aşık olduğum;bakmaya,sevmeye,dokunmaya doyamadığım bedenini toprağın altına koymaya dayanamazken..organlarını istiyorlar benden!

Yapamam Deniz..
Kıyamıyorum sana.Senden tek bir zerreyi çıkarıp da kendi ellerimle birilerine veremem.
Haksız mıyım? Yalvarırım yardım et bana Deniz!
Benim yerimde sen olsaydın,ne yapardın?
Verir miydin gözlerimi,verir miydin yüreğimi başkalarına?


Görüyorsun, senden başka yol gösterenim yok.Gidiyorsun diye hepten bırakmayacaksın ya beni.
Söyle bana bitanem,nasıl davranmamı istediğini söyle bana..''







Henüz bitirmedim kitabı..Eminim muhteşem bir şekilde sonlanacak.. 

                      Kitabı bulursanız mutlaka okuyun,eminim seveceksiniz..



7 Aralık 2012 Cuma

Deli Hepsi:)

herkes izlesin, bizim kızlardan GHFC'ye mesaj varmış..:)

''Hiç bir yere gitmedik, geliyoruz, bekleyin''

Deli Hepsi:)




LOVE

6 Aralık 2012 Perşembe

Güzeldik biz küçükken

Biz küçükken çok büyüktük.Mesela kollarımızı bir açardık,dünyayı kucaklardık.Güzeldik biz küçükken.

Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için,lükstü,zenginlikti.Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda.Otobüsteyim bile diyemezdik,otobüsle bir yere gidemezdik.Otobüs lükstü,zenginlikti.Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve neredesin sen sorusunu duymadan cevap verirdik.

Biz bir gülerdik küçükken,kalbimiz kahkalar atardı.Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye, teneffüse kadar konuşmazdık.Not yazardık birbirlerimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık.Yani biz diyebileceğim kadar çok.Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu.

Sonra mı? Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik.Küçülene kadar büyüdük,çok büyüdük yani.Biz olamadık bir daha.Sen,ben olduk.Büyüklük lüks değildi,zenginlik değildi.Koşa koşa büyüdük.Büyürken ne de çok küçüldük.

Nazım Hikmet Ran

Sevdiklerinizi İncitmeyin

''sevdiklerinizi incitmeyin. 
Çünkü onları bir gün incitmek için bile bulamayabilirsiniz.''






-Up

1 Aralık 2012 Cumartesi

''Ben mükemmel değilim..ve olmak zorundada değilim!'

''Sen kim oluyorsun da benim yaşadığım hayatı yargılıyorsun? Ben mükemmel değilim.. ve olmak zorundada değilim! Parmağınla beni işaret etmeden önce, ellerinin temiz olduğundan emin ol!''

Bob Marley