26 Ağustos 2014 Salı

farewell :)

Merhaba! Bu yılın son yazısını yazıyorum.
Evet,bu sene zorlu geçecek...
Ama sonu güzel olacak.
Olmaması ihtimalini düşünmüyorum hiç.
Olacak çünkü.

Çok inanıyorum.
Siz de bana inanın.
Aklınıza geldiğinde dua edin olur mu?

Bu zaman zarfında blog ile olan ilişkime ara veriyorum. Telefonum var, sosyal medyada kafa dağıtmak için yeterli. Doğal olarak uzağım bir süre daha. Kimse ölmüyo muhtemelen bensizlikten ama durumu paylaşmak istedim, böyleyken böyle. Kendim için bunu yapmak zorundayım.

Hepinizi seviyorum. Blogumu seviyorum. Seslerini duyup,oyunculuklarını izledikçe mutlu olduğum SBSV ekibini seviyorum. Pes etmemem için sürekli destek olan insanları seviyorum.

Biraz sıkıntı,biraz stresten sonra her şey çok güzel olacak.

Görüşürüz... :)


3 Ağustos 2014 Pazar

"Best friends? Bitch, please she is my sister!"

"İki insan daha dünyaya gelmeden, kaderleri görünmez iplerle birbirlerine bağlanır. Bu iki insan birbirlerinden ne kadar uzak olurlarsa olsunlar yada koşullar ne kadar imkansız görünürse görünsün bu ipler ne yapıp edip onları bir yerlerde birleştirir."

Marslı'ma... :)


Sevgili Sen

"Biliyorum mutlu değilsin bu aralar. Yalnız değilsin merak etme. Öyle değilmiş gibi görünse de, herkesin mutlu olduğu söylenemez. Gizlemekte daha başarılılar sadece. Pek çok kişi aynı hisleri paylaşıyor aslında seninle...

Biliyorum, pek iyi değilsin son zamanlada. Saatlerce susmak istiyorsun mesela. Farkındayım... Kurduğun cümleler de giderek kısaldı. Bu yorgunluğunu durgunluğunu,suskunluğunu sen de sevmiyorsun belli ki, kimse sevmiyor... Gülmek sana çok yakışıyordu. Yüksek sesle attığın kahkahaların,yerinde duramaz tavırlarınla hoştun sen. İçinden gelmiyor bu aralar; renklerin eksik. ışığın azalmış,bedenin şeffaf... 

"İyi misin?" sorusuna da tahammülün yok şimdilerde. Her duyduğunda bu soruyu, "Kötüyüm desem ne yapabilecekler sanki" diye geçiriyorsun aklından. Haklısın da, bir şey yapmayacaklar. Yapamazlar... Susuyorsun onun yerine, senin adına sessizliğin cevap veriyor. Çünkü daha çabuk "iyi" olurmuşsun gibi geliyor "nasıl olduğunun" adını koymadıkça.

Sakince düşünelim istersen: Hiç geçmeyecek sandığın ilk an değil bu muhtemelen. Daha önce de benzer şekilde hissettiğin olmuştur. Hepsi bitti öyle değil mi? Her şey geçiyor çünkü. Kül rengi oluyor alev kırmızısı korlar zamanı gelince. Bir zamanlar ölürüm sandığın duygular,hatalar,utançlar başka başka hallere dönüşüyor. Şu an inanması zor olsa da senin için, bu da bitecek bir gün. Kötü bir rüya olduğunu farzet şimdilik. Bir sabah uyanacaksın ve hiç bir şey olmamış gibi devam edecek hayat...

Mutluluk bir armağan değil. Sakın unutma bunu. Dışarıda mutlu olduğunu düşündüğün insanların birçoğu çok şanslı olduklarından değil, "mutlu olmanın bir yolu"nu buldukları için neşeyi yakalamakta bu denli başarılılar. Herkesin farklı seçimleri olabilir bunun için. Gördüğün küçük çocuklara gülümsemeyi dene,yapmaktan zevk aldığın bir şeyler vardır mutlaka -elinden geldiğince zaman ayır onlara,sevdiğin şarkıları dinle,yanında rahat hissettiğin insanlarla vakit geçir,kitap oku,kahve iç,dışarı çık,olduğun şehirde deniz varsa denize bak-yoksa da gökyüzüne çevir başını... Bazen bir sokak hayvanı,küçük bir çiçek bile olabiliyor benim bahanem. Eminim ki zamanla sen de kendi yolunu bulacaksın. "Mutlu olmak" ağır bir sorumluluk. İlla "mutlu ol" demiyorum sana, "iyi ol" yeter-"iyi"olsak yeter aslında...

Sevgili sen... Hala sıkılmadıysan ve hala bunu okuyorsan çevredeki diğer pek çok kişi gibi benim de; seni sevdiğimi-önemsediğimi bilmeni isterim. Umudunu,inancını sakın kaybetme. Daha güzel günlerde,daha mutlu konularda görüşmek dileğimle..."

Gülper Basmancı-Sevgili Sen